Film izle başlıklarını araştırmaya devam ediyorsanız; sitemiz üzerinde yer almakta olan, çeşitli kategorilerden faydalanabilir ve dilediğiniz türde yapımı kaliteli bir şekilde izlemeye devam edebilirsiniz. Özellikle de
film izle hd başlıklarından faydalanmaya devam ediyorsanız; izleyeceğinizi film kategorilerinin, bütün bilgileri sıralamaya devam edecektir. Bu sayede, günün yorgunluğunu atan ve keyifli vakit geçirme şansı elde etmeyi başaran insanlar; sitede yer almakta olan birçok farklı yapımın yorumlarını inceleme şansı da elde edebilmişlerdir.
Filmi izle seçenekleri, sitemiz üzerinde oldukça fazladır. Sitede yer almakta olan kullanıcıların, arama butonundan
Hd film izle başlıklarla araştırmanın ardından; herhangi bir ücret ödemenize gerek kalmadan, farklı konularda ve tarzlarda filmleri incelemeniz mümkün olacaktır. Üstelik, istediğiniz filmi izleyebilmek için; isteğinize bağlı olarak üyelik yaptırmanızda mümkün olacaktır. Bununla beraber, film izlediğiniz esnada; herhangi bir kesinti ya da donma durumun yaşanmayacağından da emin olabilirsiniz. Ayrıca, filmlerin üzerinde; yaş sınırları ile ilgili de bilgilendirme yapılacaktır. Aynı zamanda, izleyeceğinizi filmlere; alt yazılı ya da dublajlı olarak görüntüleme şansı elde etmeniz de mümkün olacaktır. Siz de
altyazılı film izle bünyesinde rahatça film izleyebileceksiniz.Sitemizdeki tüm video içerikleri, çeşitli video servislerinden eklenmektedir. Video hak sahipleri kaldırılması istenen içerik ile ilgili olarak
İLETİŞİM bölümünden yazmaları halinde en fazla 3 gün içerisinde içerik kaldırılacaktır.
İLETİŞİM,
sitemap,
film izle,
üçüncü sinema,
takipçi satın al,
film izle,
Asya dizi izle,
Kore dizi izle,
asya dizileri,
casino siteleri,
deneme bonusu veren siteler,
bonus veren siteler
20. yüzyıl İngiliz tarihini dramatize eden “The Crown” ve “The King’s Speech” birbirini tamamlayan kurgu filmler…İngiltere’nin imparatorluğunu nasıl kaybettiğinin bir öyküsü bu yapımlar…
İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı yıl olan 1939’da dünya nüfusu 2 milyar 300 milyondu…Bu nüfusun % 24’ü yani 550 milyondan fazlası İngiltere ve kolonilerinde yaşamaktaydı…İngiltere üzerinde güneş batmayan imparatorluk ünvanını kazanmıştı…19. yüzyılda İngiltere kendini tehdit eden Napoleon’u esir almış, onu uzak ve ıssız bir adada ölüme terk etmişti…İngiliz donanmasıyla yarışabilecek bir başka donanma yoktu…1814’te İngiliz ordusu Washington’u ve Beyaz Saray’ı yakmıştı…
“The King’s Speech” adlı film, yılın en iyi filmi, yönetmeni (Tom Hooper), oyuncuları (Colin Firth, Geoffrey Rush, Helena Bonham Carter), senaryo yazarı, görüntü yönetmeni dalları dahil 12 Oscar adaylığı kazandı.
Bu film dört dalda Oscar kazandı; Yılın en iyi filmi, yönetmeni, özgün senaryosu ve erkek oyuncusu (Firth) dalları dahil…
“Zoraki Kral” da hikayesi anlatılan ve 17 yıl İngiltere’nin krallığını üstlenen 6. George’un eşinin ve çocuklarından 2. Elizabeth’in 6. George’un ağabeyi ve 2. Elizabeth’in amcası 8. Edward’a yönelttikleri temel suçlamalar şunlardı:
1-Dul,boşanmış Wallis Simpson’u Kraliçe yapmak istemiş dolayısıyla İngiliz Kilisesi’nin ve Kraliyet hukukunun, protokol kurallarının neredeyse tümünü ayakları altında çiğnemeye çalışmıştı…Boşanma İngiliz Kilisesi’nin tabularından biriydi…Bu konuda İngiliz Kilisesi Vatikan Katolik Kilisesi kadar katı, değiştirilemez kurallar koymuştu…Simpson 8. Edward’dan önce 2 evlilik yapmıştı…
2-Wallis Simpson ve 8. Edward Nazi Almanyasına abartılı derecede bir yakınlık duymaktaydı…
3-Hem 6. George hem de 2. Elizabeth hanedan üyesi olarak ancak Kral ya da Kraliçelik görevi üstlenmeden gözlerden uzak huzurlu bir yaşam sürmek istemişti…Ancak 8. Edward’ın Wallis Simpson’la evlenmek isteyerek Kral da olması gereken temel şartı yitirmesi 6. George’un istemeye istemeye İngiliz Kralı olmasına yol açmıştı…
8. Edward’dan İngiltere Kralı olmak ya da Wallis Simpson’ın eşi olmak arasında tercih yapması istendi; 8. Edward Simpson’ı tercih etti…1916’da ilk evliliğini, 1928’de ikinci evliliğini yapan Simpson 1937’de üçüncü evliliğini 8. Edward’la yaptı…
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in (yaklaşık 69 yıldır İngiltere Kraliçesi görevinde!) ailesi ve kendisi “The King’s Speech – Zoraki Kral” adlı sinema filminde bir kez daha canlandırıldı.
Bilindiği gibi, Helen Mirren “Queen – Kraliçe” (2006) adlı sinema filminde Kraliçe 2. Elizabeth’i canlandırarak Oscar ödülünü kazanmıştı.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in, Eylül 1936’da sevgilisi Wallis Simpson ile birlikte üç gün boyunca İstanbul’da Mustafa Kemal Atatürk’e misafir olan amcası Kral 8. Edward (takma adı: “Yakışıklı Prens”; 1894 – 1972) ve çocukluğu çeşitli mutsuzluklarla gölgelenen, sürekli olarak utangaçlığını, kırılganlığını ve kekemeliğini yenmeye çalışan, yükseklik korkusu sahibi, Kral olmak istemeyen solak babası 6. George (1895 – 1952) arasındaki taht devir teslimi, Kral 6. George’un Nazi Almanyası’yla mücadelesi, fil hafızasına sahip eşi Lady Elizabeth (2. Elizabeth’in annesi), konuşma terapisti Lionel Logue ve iki kızıyla ilişkileri “The King’s Speech – Zoraki Kral” adlı filme konu oldu.
“The King’s Speech – Zoraki Kral” ilk kez Kanada’daki Toronto Film Festivali’nde gösterilmişti…
“Zoraki Kral”ın Yönetmeni Tom Hooper
“Zoraki Kral” futbol üzerine yaptığı ve senaryosu “Queen – Kraliçe”nin de (2006) senaryosunu yazan Peter Morgan’ın deha izlerini taşıyan “The Damned United”la da (2009) büyük beğeni toplayan 1972 doğumlu yönetmen Tom Hooper’ın yeni sinema filmi…
Tom Hooper’ın mini TV dizisi “Elizabeth 1”de (2005) Helen Mirren, 1533 – 1603 tarihleri arasında yaşayan Kraliçe 1. Elizabeth rolündeydi. Yani, Helen Mirren, Kraliçe Elizabeth’lerden ikisini de canlandırmıştır.
“The King’s Speech – Zoraki Kral”da Kim Kimi Canlandırıyor:
* Kraliçe 2. Elizabeth’in annesi Lady Elizabeth Bowes – Lyon (1900 – 2002) rolünde: Helena Bonham Carter… (“The Wings of the Dove – Güvercinin Kanatları”yla Oscar ödülü adayı; yönetmen Tim Burton ile evliliğinden iki çocuğu var.)… Lady Elizabeth Bowes – Lyon, 1921’de Prens Albert’dan ilk evlenme teklifini aldı ve 26 Nisan 1923’te evlendiler.
* Kraliçe 2. Elizabeth’in baba tarafından dedesi Kral 5. George (1865 – 1936) rolünde: Michael Gambon.
* Kraliçe 2. Elizabeth’in babası, York Dükü Prens Albert (takma adı: Bertie) ya da Kral 6. George rolünde (1895 – 1952): Colin Firth (“A Single Man – Tek Başına Bir Adam”la Oscar ödülü adayı).
* Kraliçe 2. Elizabeth’in amcası 8. Edward rolünde (1894 – 1972): Guy Pearce… 8. Edward, 11 Aralık 1936’da “Sevdiğim kadının (Wallis Simpson) yardımı ve desteği olmadan bir Kral olarak görevimin ağır sorumluluğunu yüklenemeyeceğimi anlamış bulunuyorum…” diyerek, 325 gün İngiltere Kral’ı olduktan sonra görevini bırakacaktı… 8. Edward, 4 Eylül 1936 Cuma günü İstanbul’a gelerek üç gün boyunca Mustafa Kemal Atatürk’ün misafiri olmuştu.
* Kral 6. George’un kekemeliğini tedavi eden Avustralyalı Terapist Lionel Logue (1880 – 1953) rolünde: Geoffrey Rush… (“Shine”la Oscar ödülü sahibi; “Quills – Düşlerin Efendisi” ve “Shakespeare in Love – Aşık Shakespeare”le Oscar ödülü adayı.)
* Başbakan Winston Churchill (1874 – 1965) rolünde: Timothy Spall.
* Kraliçe 2. Elizabeth’in babaannesi Kraliçe Mary / Teck Prensesi (1867 – 1953) rolünde: Claire Bloom.
* 8. Edward’ın kendisiyle evlenebilmek için İngiltere Kralı olmaktan vazgeçtiği Baltimore’lu (Amerikalı) Mrs. Wallis Simpson (1896 – 1986) rolünde Eva Best… Kral 8. Edward’ı parmağında oynatan ve onun tarafından mücevherlere boğulan kadın. Wallis Simpson daha önce evlenip – boşanmış olduğundan dolayı İngiliz devleti Kral’a “Bu kadından vazgeçmezsen Krallık görevinden istifa et!” dedi. 8. Edward’ın tercihi taht değil Mrs. Wallis Simpson oldu. Mrs. Wallis Simpson, 4 Eylül 1936 Cuma günü Kral 8. Edward ile birlikte üç günlüğüne İstanbul’a gelerek Mustafa Kemal Atatürk’ün misafiri oldu.
* Kraliçe 2. Elizabeth (1926 doğumlu) rolünde: Freya Wilson.
* Kraliçe 2. Elizabeth’in Kızkardeşi Prenses Margaret (1930 – 2002) rolünde: Ramona Marquez.
Kraliçe 2. Elizabeth’in 325 Gün Kral Kalan Amcası 8. Edward’ın Eylül 1936’daki Üç Gün Süren İstanbul Ziyareti
Üzerinde güneş batmayan İngiltere Krallığı 1936 yılında üç kral birden gördü: Kral 5. George ölünce yerine büyük oğlu 8. Edward getirildi. Yeni Kral 8. Edward evlenip – boşanmış sevgilisi Wallis Simpson ile evlenmeyi umuyor ve kadını pahalı mücevherlere (zümrüt takılar, o dönemdeki değeri 250 bin İngiliz Sterlin olan ve bir zamanlar Timur soyundan gelen Hindistan imparatorlarına ait olan nişan yüzüğü ve diğer) boğuyordu! Yeni Kral’ın kendisiyle devlet işlerini görüşmeye gelen görevlileri saatlerce bekleterek sevgilisi Wallis Simpson’la yatak odasında oyalanması, Kral’a incelemesi, onaylaması ya da onaylamaması için gönderilen resmi belgelerin ya hiç açılmadan ya da üzerlerinde içki kadehlerinin izleriyle geri dönmesi o dönemin sıradan öyküleriydi. Üstelik, Wallis Simpson bugünkü İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in babası ve annesinden en çirkin biçimde söz etmekten çekinmezdi. Wallis Simpson’a göre bugünkü İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in babası “Bertie” aptaldı, annesiyse rüküş giyiniyordu.
8. Edward “David” daha önce evlenip – boşanmış Amerikalı sevgilisiyle evlenmeye kalkışınca yine aynı yıl içinde İngiltere krallığına son verildi ve onun yerine de bugünkü Kraliçe 2. Elizabeth’in babası 6. George Kral olarak getirildi. 6. George “Bertie”, 8. Edward’ın bir yaş küçük kardeşiydi…
20 Ocak 1936 ile 11 Aralık 1936 arasında (toplam 325 gün) İngiltere kralı ünvanını taşıyan ve Temmuz 1936’da askeri bir tören esnasında suikast tehlikesi atlatan 8. Edward (1894 – 1972) daha önce evlenip – boşanmış Amerikalı sevgilisi Mrs. Wallis Warfield Simpson (1896 – 1986) ile birlikte 1936 sonbaharında Kraliyete ait Nahlin adlı yatla Akdeniz’de (özellikle Dalmaçya kıyılarında) geziye / tatile çıktı. O tarihlerde Kral 8. Edward ile Mrs. Wallis Simpson’ın mayolu fotoğrafları İngiliz gazeteleri haricinde tüm dünya gazetelerinde geniş yer buldu…
İngiltere Kralı İstanbul’da Üç Gün Geçirdi
İngiliz Dışişleri Bakanlığı yükselen Nazi Almanyasına ve lideri Adolf Hitler’e karşı Türkiye’yi yanına çekebilmek için bu tatili bir fırsata dönüştürmeye karar vermişti… İngiltere ve Fransa bu geziden iki ay kadar önce de (Temmuz 1936’da) Montrö anlaşmasına imza atarak, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nı Türkiye’nin egemenliğine bırakmışlardı… Bu ziyaret Türkiye’ye ilki (Montrö Anlaşması) kadar büyük ve önemli olmasa da yeni bir jestti… Türkiye, Almanya ile İngiltere ve Fransa arasında paylaşılamayan bir ülkeydi. Almanya da, İngiltere de, Türkiye’nin kalkınması için gereken dış borcu kendisinden almasını arzuluyordu. Kral 8. Edward İngiliz hükümetinin ısrarına direnemeyerek Akdeniz’de yol alan Nahlin adlı yatının yönünü İstanbul’a çevirtti… Kral’ın amacı hem tatil, hem de “eski düşman” Türkiye Cumhuriyeti’ne ve kurucusuna dostluk elini uzatmaktı…
Alman İmparatoru 2. Wilhelm’in 1889, 1898 (Sultan 2. Abdülhamit’e) ve 1917’deki İstanbul ziyaretlerinden sonraki belki de en önemli ziyaretlerden biriydi bu…
İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasına tamı tamına üç yıl vardı… Kral 8. Edward ve sevgilisi Wallis Simpson 4 Eylül 1936 Cuma günü Mustafa Kemal Atatürk’ün davetlisi olarak İstanbul’a geldi ve burada üç gün boyunca kaldı… Binlerce İstanbullu Mustafa Kemal Atatürk ve misafirlerini görmek için boğaz kıyılarında geceyi geçirmişti.
İngiltere Birinci Dünya Savaşı’ndan Önce Parasını Türk Halkının Ödediği 2 Dev Savaş Gemisini, Teslim Etmemişti, Gasp Etmişti!
Toplumsal hafızamızda İngilizlerle ilgili “Asılacaksan, İngiliz sicimiyle asıl!” gibi özlü ve güzel sözler bulunsa da İngiltere’yle ilgili çok kötü, berbat anılarımız da var… İşte bunlardan, İngilizlerin güvenilmezliğiyle, İngilizlere güven olmayacağıyla ilgili olanı: Türk halkının Birinci Dünya Savaşı öncesinde parasını son kuruşuna kadar peşin olarak ödediği 2 dretnot (dönemin en güçlü savaş gemisi) İngiltere tarafından Osmanlı İmparatorluğu’na teslim edilmemiş ve bu da hiçbir zaman milli hafızamızdan silinmemiştir… İşte İngiltere Kralı 8. Edward Mustafa Kemal Atatürk’ü ziyaret ederek bu çirkin olayın izlerini de silmeyi denedi.
“Endişelenmeyin, Vatanımızın Toprağı Temizdir”
Mustafa Kemal Atatürk, Kralı Dolmabahçe Sarayı’nın rıhtımında karşıladı. Kral tekneden sahile inerken sendeleyip elini rıhtıma dayamak zorunda kalınca Mustafa Kemal Atatürk’ün “Endişelenmeyin, vatanımızın toprağı temizdir,” dediği iddia edilmiştir. İlk gün Kral onuruna Dolmabahçe Sarayı’nda ziyafet verildi.
İstanbul Sokaklarında Yol Alan Atatürk ve İngiliz Kralı Kurşun Geçirmez Camlarla Kaplı Otomobil Kullanmaya Tenezzül Etmedi!
Ertesi gün, Mustafa Kemal Atatürk ve ziyaretçileri, kurşun geçirmez camlarla kaplı bir otomobil kullanmaya tenezzül etmeyerek, üstü açık bir otomobille İngiliz başkonsolosluğunu ziyaret etti. Atatürk ve İngiliz Kralı’nı taşıyan konvoyun geçtiği caddelerdeki, sokaklardaki evlerin pencerelerinde Türk ve İngiliz bayraklarının yan yana dalgalandığı görülüyordu. Gece minareler, Krala İngilizce “Hoş geldin” diyen mahyalarla aydınlatılmıştı.
Viski ve Rakı Muhabbeti!
İngiliz Başkonsolosluğu ziyaretinin ardından Atatürk ve Kralın da içerisinde olduğu heyet Osmanlı Padişahlarından kalan ve artık dökülmekte olan eski püskü Ertuğrul yatıyla (yerini Savarona alacaktı) Florya’daki Cumhurbaşkanlığı deniz / yazlık köşküne gitti. Burada Mustafa Kemal Atatürk misafirleri için yemek daveti verdi. Misafirlere viski ikram edildi. Kral, Mustafa Kemal Atatürk’e, “Türkiye’de genellikle rakı içildiğini biliyorum. Keşke benim için alışkanlığınızı bozmasaydınız. Ben de rakı içerdim,” diyecekti. Mustafa Kemal Atatürk bunun üzerine Kral’a karşılık olarak, “Doğru bilgilendirilmişsiniz. Bizde genelde rakı içilir. Fakat ben ve gerekse huzunuzda bulunan arkadaşım Ali Fuat Paşa (Cebesoy; 1882 – 1968), daha okul yıllarından başlayarak çeşitli vesilelerle viski içmiş ve zamanla da buna alışmıştık,” dedi. Kral 8. Edward, İngiltere’ye döndüğünde Mustafa Kemal Atatürk’e en iyi cinsten kasalarla viski gönderecekti…
“Biz İnsanımızı Uşaklık Haricinde Her Türlü Görev İçin Eğitebiliriz”
Bu ziyaretle ilgili anlatılan anekdotlardan birine göre, Kral’a verilen yemek daveti esnasında garsonlardan biri elindeki büyük yemek tabağını yere düşürmüş ve Mustafa Kemal Atatürk bunun üzerine, “Biz insanımızı uşaklık haricinde her türlü görev için eğitebiliriz,” ya da “Milletime her şeyi öğrettim de,uşaklık etmesini bir türlü öğretemedim,” demek gereğini duymuştur…
5 Eylül 1936 akşam üzeri Mustafa Kemal Atatürk ve konukları İstanbul’da yaşayan İngiliz işadamlarının evlerinin bulunduğu Moda açıklarında yelkenli yarışlarını seyrettikten sonra baş başa Türk kahvesi içtiler… Ziyaretin unutulmaz anlarından biri de ay ışığıyla aydınlanan boğaz sularında Türk deniz kuvvetlerinin de katıldığı bir “Venedik Gecesi” düzenlenmesiydi…
Deniz Yoluyla Geldi, Demir Yoluyla Geri Döndü!
Mustafa Kemal Atatürk tarafından emrine tahsis edilen özel trenle ülkesine geri dönen 8. Edward, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana Doğu Avrupa ülkelerinin devlet başkanlarını ziyaret eden ilk İngiliz hükümdarı oldu. Kral bu Türkiye gezisinde, Duke of Lancaster takma adını kullanarak, İstanbul’da rahatsız edilmeden golf oynamak istediğinde bu isteğe İngiliz Dışişleri Bakanlığı ve Ankara Büyükelçisi Sir Percy Loraine karşı çıkmıştır.
Kral anılarında bu ziyaretle ilgili olarak şunları yazmıştır: “Mustafa Kemal Atatürk benim için çok katı olmayan oldukça esnek bir gezi programı hazırlamıştı. Böylesi de çok iyi oldu. Birlikte geçirdiğimiz zaman dilimleri sırasında, ülkesinde zamanımızın en şiddetli sosyal değişimlerini uygulamış olan bu sert devrimci komutanı inceleme fırsatını buldum. Karşılıklı Almanca konuşarak anlaştık. Bana Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkını armağan ettiğini, fesi kaldırdığını anlattı… Mustafa Kemal Atatürk’ün yüz hatları kalemle çizilmiş gibiydi ve kendisi bugüne kadar gördüğüm en keskin bakışlara sahipti.”
Kral 8. Edward, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum gününü sorduğunda aldığı cevap ise “19 Mayıs 1881,” oldu.
Bu ziyaretten sonra Türkiye kahvehanelerinin duvarları ülkelerinin bayrakları altında yan yana oturmuş Mustafa Kemal Atatürk ve 8. Edward fotoğraflarıyla süslenecek ve bu fotoğraflar çok çok uzun süre bu duvarlardan indirilmeyecekti.
Türk halkı Birinci Dünya Savaşı öncesinde yemeyerek içmeyerek biriktirdiği parayı peşin olarak ödeyerek satın aldığı 2 dev savaş gemisini teslim etmeyen İngiltere’yi böylelikle affetmiş oldu.
8. Edward’a gelince, sevgilisiyle evlenmesine İngiliz devletinin izin vermemesi üzerine İstanbul ziyaretinden yaklaşık üç ay bir hafta sonra İngiliz tahtını terk etti.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’de 3 Kez Türkiye’yi Ziyaret Etti
Babasının öldüğü 6 Şubat 1952’den bugüne (yaklaşık 59 yıldır) İngiltere Kraliçesi ünvanına sahip olan 2. Elizabeth ilk kez 6 Mart 1961’de Türkiye’ye geldi ve 27 Mayıs 1960 darbesinin lideri Cemal Gürsel’le görüştü… 18 Ekim 1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın ve 13 Mayıs 2008’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret etti… Kraliçe’nin babası 6. George’un Londra’daki cenaze törenine katılan Cumhurbaşkanı Celal Bayar’da 14 Şubat 1952’de 2. Elizabeth tarafından kabûl edilmişti… 12 Temmuz 1988’deyse Cumhurbaşkanı Kenan Evren İngiltere’de 2. Elizabeth tarafından ağırlandı… Mayıs 2008’deki Türkiye ziyareti sırasında, 2. Elizabeth’e verilen hediyeler arasında Kraliçe’nin nefret ettiği, defterinden tamamen sildiği, amcası Kral 8. Edward’ın Eylül 1936’daki İstanbul ziyaretinden fotoğrafların da yer alması Kraliyet ailesinde ciddi bir hoşnutsuzluk yaratmıştı…
2. Elizabeth ve Eşine Diğer Hediyeler
2008 ziyareti sırasında, Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Ankara’daki İngiltere Büyükelçiliği İkametgahı’nda, Kraliçe 2. Elizabeth’e Sevan Bıçakçı’nın özel tasarımı olan “Cennet Bahçesi” adındaki yüzüğü, Kraliçe’nin eşi Edinburgh Dükü Prens Philip’e de (1921 doğumlu) kehribar tespih ve lüle taşından pipo hediye etmişlerdi.
*************************************************
Cumhurbaşkanı Atatürk, Başbakan İsmet İnönü ile birlikte 12 Ekim 1937 Salı günü Aydın’dan Ankara’ya trenle giderken İkinci Dünya Savaşı’nın çok yakında patlak vereceğine ilişkin sinyalleri, işaretleri, İngiltere, Fransa, Rusya (Sovyetler Birliği), ABD, Almanya, İtalya, Japonya,İspanya arasındaki gerginlikleri, sürtüşmeleri, tehditleri, pazarlıkları, yakınlaşmaları, flörtleri, ittifakları ve bu ülkelerin Türkiye’den “krom ve diğer” taleplerini konuştular ve o gün Türkiye’nin savaşın dışında kalması için gereken önlemler belirlendi…Üç milyon kişinin Rusya,İtalya ve Almanya saldırılarını önlemek için askere alınması da o gün konuşulanlar arasındaydı…Bunlar konuşulurken Türkiye Cumhuriyeti en yakın ilişkilerini Sovyetler Birliği ve Almanya ile yürütmekteydi…Atatürk ve İnönü İtalya ve Bulgaristan’ın Türkiye’den toprak taleplerine “Ordularınızı yollayın savaşalım” cevabını vermişlerdi…Atatürk’ü ülkelerine davet eden Stalin ve Mussolini’yi İnönü ziyaret etmiş; İngiltere Kralıysa 1936’da Atatürk ve İnönü’yü ziyaret etmişti…12 Ekim 1937 Salı günü Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın Atatürk ve İnönü için derlediği dünya raporları da değerlendirildi…Tokyo büyükelçisi Hüsrev Gerede’nin sağladığı istihbarat da çok değerliydi…1923’te Lozan Antlaşması’nı imzalayan Türk heyetinde hukuk danışmanı, 1930-1932 arasında Türkiye’nin Paris büyükelçisi olarak görev yapan, 1934’ten itibaren ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt’in en yakın arkadaşlarından biri haline gelen Türkiye’nin Washington büyükelçisi Mehmet Münir Ertegün’ün ve 1932’de Türkiye’nin Paris büyükelçiliği görevine getirilen Suat Davaz’ın Ankara’ya yolladığı gizli bilgiler de Atatürk ve İnönü tarafından o gün çok yararlı bulundu ve bu bilgiler üzerinde epey konuşuldu, epey değerlendirmeler de bulunuldu…
25 Eylül 1932 Pazar: ABD Genelkurmay Başkanı General Douglas MacArthur (1880-1964) İstanbul’a geldi ve aynı günün akşamında Ankara’ya hareket etti.MacArthur Ankara’daki ziyaretlerini tamamladıktan sonra 27 Eylül Salı günü İstanbul’a döndü ve aynı gün Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk tarafından kabul edildi…MacArthur 28 Eylül Çarşamba akşamı İstanbul’dan trenle Paris’e hareket etti… Atatürk Almanca ve Fransızca da bildiğinden Adolf Hitler’in “Kavgam” adlı kitabını (1925) okumuş ve Adolf Hitler’in ırkçı, faşist, nefret, kin, öfke ve tehdit dolu anlatımından çok ürkmüştü…Atatürk, “Kavgam” adlı kitabı okuduktan sonra Adolf Hitler’in dünyanın başına büyük belalar açacağını söylemişti…Atatürk ve MacArhur görüşmesine Atatürk’ün “Kavgam” adlı (1925) kitaptan edindiği izlenimler ve bu kitaptan yola çıkarak vardığı tahminler-kehanetler damgasını vurdu…Ağustos 1951’de The Caucasus-Kafkaslar adındaki ABD dergisi-magazini Atatürk MacArthur görüşmesinin zabıtlarını-tutanaklarını yayınladı…Atatürk MacArthur’la görüşmesinde Almanya’nın Avrupa’nın tümünü işgal edebilecek bir ordu oluşturabilme potansiyeline dikkat çekti…Sözlerini şöyle sürdürdü “İngiltere savaşma hevesini kaybetmiş Fransa’ya artık güvenemez; bu çıkacak yeni Avrupa savaşının galibi olacak Sovyetler Birliği bütün komşuları ve gezegendeki diğer ülkeler için tehdit kaynağı olacak”
Atatürk MacArthur’a “İçinde bulunduğumuz dönem-devir-yıllar bir ateşkes-mütareke-geçiçi barış dönemidir. Versailles barış anlaşması savaşı kazanan devletlerin dayatmaları sonucunda Almanya gibi mağdur ülkeler yaratmıştır.Bu nedenle Versailles anlaşması kalıcı-sürekli bir barış sağlayamayacaktır…Çalışkan, disiplinli ve olağanüstü dinamizme sahip 70 milyon Alman mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için harekete geçtiği anda bunu yapabilecek güce sahiptirler…Savaş 1940’ta başlayabilir.Fransa artık güçlü ordular kurma yeteneğini kaybetmiştir.İngilizler Fransız ordusuna artık güvenemez…Mussolini aşırı derecede hırslı ve açgözlü..Almanlar İngiltere ve Sovyetler Birliği hariç Avrupayı işgal edebilecek potansiyele sahipler…Yeni büyük savaşa Amerika dahil olduğunda savaşı Almanya kaybedecek ve büyük savaştan asıl kazançlı çıkan Sovyetler Birliği olacak…Çünkü Ruslar rakiplerinin en küçük yanlışlarından yararlanmasını bilen bir millet…Dünya yanarsa hiçbir millet kendini bu yangın bana sıçramaz diyebilme lüksüne sahip değil” dedi…
***************************************************
“Mustafa Kemal Atatürk’ün Dış Politikası”
Soli Özel’in Habertürk Gazetesi’nde yayınlanan “Atatürk’ün dış politikası” başlıklı yazısından konumuzla ilgili bir bölüm: ”Ölümüne yakın Atatürk’ün Nazi Almanya’sına değil ayakta kalabilmiş ender demokrasilerden birisi olan İngiltere’ye yakınlaşmak istemesi de dünya sistemi içindeki tercihlerinin bence bir yansımasıdır.”