Anton Çehov’un dediği gibi  tiyatro sahnesinde duvarda bir silah gösteriyorsanız o silahı mutlaka patlatın…Hikâye ile alakalı olmayan her şeyi kaldırın. Eğer ilk bölümde ‘duvarda bir tüfek asılı’ diyorsanız ikinci veya üçüncü bölümde o silah patlamalıdır. Eğer ateşlenmeyecekse o silah orada asılı durmamalıdır…Bu filmde çaldığı otomobilin torpido gözünde bir tabanca bulan genç serseri de bu silahı kullanarak büyük bir suç işleyecektir…

Aşk-ı Memnu (2008-2010) dizisinde Bihter rolünü üstlenen Beren Saat’in Fransız klonu diyebileceğim (çok yanılıyor olabilir miyim?) Valerie Kaprisky’nin en güzel zamanları bu filmde (1983) kamerayla yakalanmış ve ölümsüzleşmiş  bence…

Meksikaya ulaşarak ABD sınırları içinde işlediği çok çeşitli suçların hesabını vermekten, kısaca adaletten kurtulmaya çalışmak yüzlerce Amerikan filmine konu ve senaryo olmuştur…

Otomobil hırsızlığı konusunda profesyonelleşen , birkaç dakika içinde bir otomobili çalabilen, çizgi roman kahramanlarına hayranlığından dolayı hayalle gerçeği ayırt etmekte artık zorlanan (acaba bir parça zeka kıtlığına mı, geriliğine mi sahiptir?) bir çeşit hayal dünyasında yaşayan genç adam suç koleksiyonuna polis cinayeti ekleyerek hayatının en büyük hatasını işler, ikinci en  büyük hatası da çok güzel genç bir üniversiteli kıza ısrarlı, takıntılı, saplantılı ve tutkulu  ilgisidir…Oysa bu genç kızla çekicilik, seksilik, cazibe ve tazelik konusunda aynı ligde olan yüzbinlerce genç kız alternatifi vardır…

Bir polişi öldürerek kanun koruyucularının gözde hedefi haline gelen genç adam işlediği suçun ağırlığının farkında değilmiş gibidir… Beraberinde Meksika’ya götürmek istediği (peşinde olduğu) genç kızı  ısrarlı takibi, takıntısı ve saplantısı başına pek çok bela açacak gibi görünmektedir… Üstelik suç makinesi genç delikanlı genç kızların başını döndürebilecek kadar üst düzeyde fiziki özelliklere sahiptir…Yönetmen Godard- & senaryo yazarı Truffaut imzalı bir Fransız klasiğinin 43 yıl sonra çevrilen bu Amerikan çevrimi Quentin Tarantino gibi hayranlara da sahiptir…Hatta Amerikan çevrimi 43 yıl önceki Fransız filminden daha iyidir diyen sinemaseverler var…Bunlar haklı da olabilir!
 İki baş rol oyuncusu da çıplak sahnelerde fazlasıyla cömerttir…Gere 1970’lerde Days of Heaven, Yanks, American Gigolo gibi üst üste başyapıt ayarında filmleri rakibi erkek oyuncuların ellerinden alarak efsaneleşmişti…Kariyerinin ilk yıllarındaki hemen her filmi sonradan klasikleşen çok fazla oyuncu yoktur! Kendi fiziğine ve yeteneğine en uygun rolleri seçmesini bilen ve bu rolleri üst üste bir araya getirme becerisini gösteren nadir oyunculardan biridir…

Orion Şirketi logosunu görmek bende her dönemde ve daima  bu film mutlaka yüksek kaliteli olmalı peşin düşüncesini, önyargısını uyandırmıştır…Film için seçilen şarkılar da harika…