TÜRKİYE İŞ BANKASI TARAFINDAN YAYINLANAN İKİ KİTAP VE BU KİTAPLARDAN UYARLANAN BİR SİNEMA FİLMİ VE BİR TV DİZİSİ:
BEN,CLAUDIUS -I, CLAUDIUS

1934 ve 1935’te yayınlanan iki kitap bir sinema filmine (1937; I, CLAUDIUS; JOSEF VON STERNBERG) ve bir TV dizisine (1976; BBC YAPIMI; TRT TARAFINDAN YAYINLANDI) konu oldu…Sinema filminde Charles Laughton (1899-1962), TV dizisinde Derek Jacobi (1938) Claudius rolünü üstlendi…

Yapımcı Scott Rudin kitabın sinema filmi haklarını satın almak için 2007’de 1.000.000 İngiliz Sterlini ödedi…Bu projede Leonardo DiCaprio Claudius rolünü üstlenebilir…

Napoleon, Hitler , Stalin, Mussolini gibi siyasiler kendi dönemlerinde Roma İmparatorluğu benzeri organizasyonlar kurmayı denediler…

Roma imparatorluğu en güçlü olduğu dönemde 500.000 bin askere sahipti…160 yılında imparatorluk nüfusunun 70 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor…1900 yıl önceki Roma şehrinde 1.000.000+ nüfus olduğu tahmin edildi…Veba salgınları en büyük insan kırımlarına yol açmaktaydı…Ortalama insan ömrü 20’nin biraz üzerindeydi…Doğan Romalıların yüzde ellisi 5 yaşından önce ölmekteydi…. 10 yaşına ulaşanların yüzde 50’si 50 yaşından önce ölmekteydi…Arkeologlar ve tarihçiler bu rakamları veriyor…

Doğu Roma İmparatorluğu başkent olarak büyük depremlerle yerle bir olmasıyla ünlü İstanbul’u seçmiş, İstanbul 1204’te Avrupalı ordular tarafından yağmalanmış, 1453’te İstanbul/Bizanslı nüfusu 50 bine kadar düşmüştü…

Roma İmparatorluğu’nun “Muhteşem Yüzyıl”ını, millet meclisi tarafından sınırsız iktidar kudreti verilen insanların nasıl delirdiğini, zalimleştiğini, diktatörlük altında yaşamanın nasıl bir şey olduğunu 10 saat 50 dakikada anlatan “Ben, Claudius” dört Roma İmparatoru dönemini konu alıyor…

Hazreti İsa’dan önceki 27’den İsa’dan sonraki 54’e yaklaşık 81 yılın öyküsü…Bu 81 yılda Roma dört İmparator görüyor.

Tarihçiler ve bilim insanları Roma imparatorluğunu yöneten Kraliyet ailelerinde akıl sağlığı bozukluğunun (zırdeli oranı çok yüksekti) çok yaygın olmasının nedeni olarak çok yakın akraba evliliklerini gösteriyor

Augustus: 75 yaşında öldü,İmparatorluk dönemi 41 yıldı.

Livia: Augustus’u kuklası haline getiren,oğlu Tiberius’u İmparator yapabilmek için oğlunun tüm rakiplerini öldürten, zehirleten Augustus döneminde sınırsız bir iktidar gücünü kullanan İmparatoriçe 85-86 yaşında öldü; İmparatoriçelik dönemi 41 yıldı

Tiberius: Sevdiği kadından annesinin zorlamasıyla boşanmak zorunda kaldıktan sonra her türlü cinsel sapıklığı sarayına taşıyan, tamamen zırdeli Tiberius 77 yaşında öldü; İmparatorluk dönemi 23 yıl sürdü

Caligula: Zırdeliydi, kızkardeşleriyle cinsel ilişkiye girdi, atını milletvekili yaptı.Caligula, 28 yaşında öldürüldü; 4 yıl hüküm sürdü

Claudius: çocuk felci, erken doğumdan dolayı bir bacağı sakat olan, konuşurken kekeleyen Claudius 63 yaşında öldü; 13 yıllık bir İmparatorluk süresi oldu…İsa’dan sonra 43’te Claudius İngiltere seferine çıktı…Claudius Roma’daki itibarını güçlendirmek için bir askeri zafere ihtiyaç duydu…Güney İngiltere’deki Romalılar buradaki denetimlerini kaybedince İtalyadan İngiltere’ye Claudius önderliğinde Roma orduları sevk edildi…

İsa’dan önce 55 ve 54’te Julius Caesar komutasındaki Romalılar İngiliz direnişçiler tarafından İngiltere’den büyük ölçüde kovulmuşlardı…Romalılar İngiliz savaşçıların becerileri karşısında güç bela İngiliz Kanalı’nı / Manş Denizi’ni aşıp Fransa’ya kaçabilmişlerdi…

Hikaye edilen olaylardan biri: 2012 yıl önce; Teutoburg Ormanı’nda 11 Eylül yıl 9’da Almanlar vergi vermemek ve köle olmamak için 12.000 ila 18.000 Roma İmparatorluğu askerini öldürmüştü…Romalı esirler diri diri yakılmıştı…

Ben, Claudius;
Graves 1934 yılında yayımlanan Ben, Claudius’ta, Augustus, Tiberius ve Caligula dönemlerini Roma’nın dördüncü imparatoru Claudius tarafından yazılmış gibi anlatır. Yazar gerçek olayları roman kurgusuyla kaynaştırırken, yapıtının tarihsel gerçeklerle uyumlu olmasına özen göstermişti. Ben, Claudius, Modern Library ve Time dergisi tarafından hazırlanan İngiliz dilinde yazılmış en iyi yüz roman listelerinde yerini aldı.

Kekemeliği, topallığı ve utangaçlığı yüzünden ailesi tarafından sosyal hayattan uzak tutulan ve bu özelliklerinden dolayı uzun bir süre zihinsel yetilerinden kuşku duyulan Claudius, hakkındaki yaygın kanaatin aksine zeki ve donanımlıydı. Zamanını Yunanca eserler yazmakla ve okumakla geçirmiş, meslekten tarihçi olarak yetişmişti.

Graves, iktidar hırsının sınır tanımadığı, türlü entrika, düzen ve cinayetin kol gezdiği Roma İmparatorluğu’nda sağ kalmasını zararsız bir geri zekâlı sanılmasına borçlu olan Claudius’tan okurun empati kurabileceği iyi yürekli ve sevimli bir karakter yaratıyor.

Tanrı Claudius
Ben, Claudius’ta, Caligula’nın öldürülmesinin ardından çıkan kargaşada, Claudius’u iradesi dışında imparator ilan edilmiş, ne yapacağını bilemez bir durumda bırakmıştık. Graves Tanrı Claudius’ta hikâyeye kaldığı yerden ve yine Claudius tarafından yazılmış gibi devam ediyor. O güne dek hayatta kalmasını zararsız bir geri zekâlı sanılmasına borçlu olan Claudius, şaşırtıcı ölçüde başarılı iktidar dönemini; ordunun ve halkın sadakatini kazanarak selefi Caligula’nın yol açtığı hasarı nasıl onardığını, çocukluk arkadaşı Yahudi Kralı Herodes Agrippa ile ilişkilerini ve Britanya’yı istila edişini anlatıyor. Ve mutlak iktidarın olmazsa olmaz eşlikçileri olan komplo ve ihanetleri atlatsa da, kaçınılmaz sona doğru giderek ilerleyişini…

Graves, yer yer mizahi bir anlatımla ete kemiğe büründürdüğü Claudius’un kişisel öyküsü aracılığıyla Roma’nın skandallarla ve şiddetle dolu bir dönemini bütün canlılığı, ihtişamı ve çöküşüyle gözlerimizin önüne seriyor.

ROBERT GRAVES (1895-1985): İngiliz şair, romancı ve eleştirmen Londra’da dünyaya geldi. Yüz yirmiyi aşkın yapıtı arasında I. Dünya Savaşı klasiklerinden Good-Bye to All That (1929; Her Şeye Elveda) adlı otobiyografik yapıtıyla, tartışma yaratan kapsamlı mitoloji araştırmaları da vardır. Londra’daki Charterhouse Okulu’nda öğrenciyken şiir yazmaya başladı. Ben, Claudius (1934) ve devamı niteliğindeki Tanrı Claudius’un (1934) yanı sıra ünlü Bizanslı komutan Belisarios’un yaşamını öyküleştirdiği Count Belisarius (1938; Kont Belisarios) ve The Golden Fleece (1944; Altın Post) yazdığı diğer tarihsel romanlardır. Graves The Golden Fleece için araştırma yaparken mitoloji konusunda geniş çaplı bir çalışmaya yönelmiş, bu çalışmanın sonucunda The White Goddess: A Historical Grammar of Poetic Myth (1948; Beyaz Tanrıça: Şiirsel Mitosun Tarihsel Grameri) adlı yapıtı ortaya çıkmıştır.