Pressburger ve Powell severek takip ettiğim yönetmenlerden. Filmleri her zaman belli bir kalitenin üzerinde oluyor. Rumer Godden’ın 1939 tarihli romanından uyarlanan film rahibelerin bir dağ köyünde yaşadıkları hikayeyi anlatıyor.
Black Narcissus , görüntü yönetmeni Jack Cardiff’in En İyi Sinematografi dalında Akademi Ödülü ve En İyi Sinematografi dalında Altın Küre Ödülü kazanmasıyla ve Alfred Junge’un En İyi Sanat Yönetmenliği dalında Akademi Ödülü kazanmasıyla teknik ustalığıyla büyük beğeni toplamış. Hatta 2013 Disney filmi Karlar Ülkesi’nin görünümü ve sinematografisi Kara Nergis’ten etkilenmiştir . Frozen sanat yönetmeni Michael Giaimo , filmin sinematografisinin görünümü ve doğası üzerinde çalışırken Jack Cardiff’in Kara Nergis’teki çalışmasından büyük ölçüde etkilendiğini söylemiş. O yıllarda güzel de hasılat yapmış. Rahibelerin fantezileri üzerine erotik bir İngiliz filmi diye tanımlayanlar bile olmuş.

Kathleen Byron, filmde çılgın Rahibe Ruth rolünde çok başarılı bir performans sergilemiş bir ara gerilim filmine bile dönüştü yapım. Rahibe Clodagh rolünde Deborah Kerr yine başarılı.

Kara Nergis, Hindistan’ın Ağustos 1947’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından yalnızca birkaç ay önce gösterime girmiş . Rahibeler Himalayaları terk edip dağdan aşağı ilerlerken filmin son görüntülerinin İngilizler tarafından yorumlanmış olabileceğini öne sürmüşler . 1947’de izleyiciler “solmakta olan imparatorluklarına son bir veda” olarak; film yapımcıları için bunun bir yenilgi imajı olmadığını, “İngiltere’nin asla sahip olmadığı veya anlamadığı bir şeyden saygılı, rasyonel bir geri çekilme” olduğunu öne sürmüşler .